***Aşağıdaki gibi bir dostunuz oldu mu? Olmasını ister misiniz ?
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
***Aşağıdaki gibi bir dostunuz oldu mu? Olmasını ister misiniz ?
***Aşağıdaki gibi bir dostunuz oldu mu? Olmasını ister misiniz ?
>
>Daima düşünceliydi. Susması konuşmasından uzun sürerdi. Lüzumsuz yere
>konuşmaz; konuştuğunda ne fazla, ne eksik söz kullanırdı.
>Dünya işleri için kızmazdı.
>Kendi şahsı için asla öfkelenmez ve öç almazdı.
>Kötü söz söylemezdi.
>Affediciliği tabii idi. İntikam almazdı. Düşmanlarını sadece
affetmekle
>kalmaz, onlara şeref ve değer de verirdi.
>Kendisini üç şeyden alıkoymuştu: Kimseyle çekişmezdi. Çok konuşmazdı.
Boş
>şeylerle uğraşmazdı.
>Umanı umutsuzluğa düşürmezdi.
>Hoşlanmadığı birşey hakkında susardı.
>Hiç kimseyi ne yüzüne karşı, ne de arkasından kınar ve ayıplardı.
Kimsenin
>kusurunu araştırmazdı.
>Kimseye hakkında hayırlı olmayan sözü söylemezdi.
>Yanında en son konuşanı ilk önce konuşan gibi dikkatle dinlerdi.
>Bir toplulukta bulunduğu zaman birşeye gülerlerse, o da güler; birşeye
>hayret ederlerse, o da onlara uyarak hayret ederdi.
>Gerçeğe aykırı övgüyü kabul etmezdi. Her zaman ağırbaşlıydı.
>Konuşurken çevresindekileri adeta kuşatırdı. Kelimeleri parıldayan
inci
>dizileri gibi tatlı ve berraktı.
>Yürürken beraberindekilerin gerisinde yürürdü; ayaklarını yerden
canlıca
>kaldırır, iki yanına salınmaz, adımlarını geniş atar, yüksek bir
yerden
>iner gibi öne doğru eğilir, vakar ve sükunetle rahatça yürürdü.
>Kapısına yardım için gelen kimseyi geri çevirmezdi. Bir gün
kendisinden
>yaşça küçük bir dostunun omuzlarından tutarak şöyle demişti: 'Sen
dünyada
>garip bir kimse yahut bir yolcu gibi ol!'
>Her zaman hüzünlü ve mütebessim bir haletle dururdu.
>Adet üzere sarfedilen hiçbir kötü sözü ağzına almamıştı.
>Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz, bağırmazdı.
>Fakirlerle birlikte yerdi; öyle ki onlardan ayırt edilemezdi. Onüne ne
>konulursa yerdi.
>Sade kıyafetler giyer, gösterişten hoşlanmazdı.
>Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmez, bulunduğu mecliste
ayrıcalıklı bir
>yere oturmazdı.
>Sabahları evinden çıkarken şöyle söylerdi: 'İlahî doğru yoldan
sapmaktan ve
>saptırılmaktan, kanmaktan ve kandırılmaktan, haksızlık etmekten ve
>haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlık edilmekten
sana
>sığınırım.
>Sıradan değildi; ama sıradan insanlar gibi yaşardı.
>
>O, Hz. Peygamberdi (Aleyhissalâtu Vesselâm).
>
>Daima düşünceliydi. Susması konuşmasından uzun sürerdi. Lüzumsuz yere
>konuşmaz; konuştuğunda ne fazla, ne eksik söz kullanırdı.
>Dünya işleri için kızmazdı.
>Kendi şahsı için asla öfkelenmez ve öç almazdı.
>Kötü söz söylemezdi.
>Affediciliği tabii idi. İntikam almazdı. Düşmanlarını sadece
affetmekle
>kalmaz, onlara şeref ve değer de verirdi.
>Kendisini üç şeyden alıkoymuştu: Kimseyle çekişmezdi. Çok konuşmazdı.
Boş
>şeylerle uğraşmazdı.
>Umanı umutsuzluğa düşürmezdi.
>Hoşlanmadığı birşey hakkında susardı.
>Hiç kimseyi ne yüzüne karşı, ne de arkasından kınar ve ayıplardı.
Kimsenin
>kusurunu araştırmazdı.
>Kimseye hakkında hayırlı olmayan sözü söylemezdi.
>Yanında en son konuşanı ilk önce konuşan gibi dikkatle dinlerdi.
>Bir toplulukta bulunduğu zaman birşeye gülerlerse, o da güler; birşeye
>hayret ederlerse, o da onlara uyarak hayret ederdi.
>Gerçeğe aykırı övgüyü kabul etmezdi. Her zaman ağırbaşlıydı.
>Konuşurken çevresindekileri adeta kuşatırdı. Kelimeleri parıldayan
inci
>dizileri gibi tatlı ve berraktı.
>Yürürken beraberindekilerin gerisinde yürürdü; ayaklarını yerden
canlıca
>kaldırır, iki yanına salınmaz, adımlarını geniş atar, yüksek bir
yerden
>iner gibi öne doğru eğilir, vakar ve sükunetle rahatça yürürdü.
>Kapısına yardım için gelen kimseyi geri çevirmezdi. Bir gün
kendisinden
>yaşça küçük bir dostunun omuzlarından tutarak şöyle demişti: 'Sen
dünyada
>garip bir kimse yahut bir yolcu gibi ol!'
>Her zaman hüzünlü ve mütebessim bir haletle dururdu.
>Adet üzere sarfedilen hiçbir kötü sözü ağzına almamıştı.
>Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz, bağırmazdı.
>Fakirlerle birlikte yerdi; öyle ki onlardan ayırt edilemezdi. Onüne ne
>konulursa yerdi.
>Sade kıyafetler giyer, gösterişten hoşlanmazdı.
>Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmez, bulunduğu mecliste
ayrıcalıklı bir
>yere oturmazdı.
>Sabahları evinden çıkarken şöyle söylerdi: 'İlahî doğru yoldan
sapmaktan ve
>saptırılmaktan, kanmaktan ve kandırılmaktan, haksızlık etmekten ve
>haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlık edilmekten
sana
>sığınırım.
>Sıradan değildi; ama sıradan insanlar gibi yaşardı.
>
>O, Hz. Peygamberdi (Aleyhissalâtu Vesselâm).
Geri: ***Aşağıdaki gibi bir dostunuz oldu mu? Olmasını ister misiniz ?
çok güzel bir paylaşım sağolasın...
bevete- Mesaj Sayısı : 4
Kayıt tarihi : 07/04/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz